Kadınlar Günü

Bugün içinden geçmekte olduğumuz Corono virüsü salgını sanırım bizlere istisnasız hepimizin bu dünyada yaşayan insanlar olduğumuzu hatırlatıyor. Kadın erkek ayırmaksızın dünyada bulunan hepimizi etkisi altına almış durumda. Hastalık cinsiyet seçmiyor. Sanki hepimizin eşit derinlikte güzellikler katmaya gelmiş, büyük bir dengenin iki ana eksenini oluşturduğumuzu hatırlatıyor. Belki de böylesine zorlu zamanlar bizlere sınırların ötesinde insan olduğumuzu ve insanlığımızı koruma niyetimizi anımsatıyor. Halbuki küresel ısınma kapımızı çalarken nedense “bana dokunmaz” deyip kendi konfor alanımızda yaşamamıza devam ediyorduk. Ve bugün, içinde bulunduğumuz gerçeklik, arzu edersek her şeyi dönüştürebileceğimizi anımsatıyor bizlere. Çin’de üretimin durması karbon salınım oranlarında yoğun bir düşüşe vesile oluyor ve belki de bizlere neyi niye tükettiğimizi, ihtiyacın üzerinde yapılan üretimleri ve kendi içsel bütünlüğümüzdeki eksiklikleri tüketim vesilesi ile uyuşturduğumuzu anımsatmak istiyor. Ama bugün konumuz Corona değil, bir gün için dünyadaki virüs salgınından öte kadınların varlığını kutladığımız gün.  

Benim için kadınlar günü erkekler günün olması kadar enteresan. Gerçi bu kız çocukları günü, anneler günü, sevgililer günü için de geçerli. Sevginin, sevgilinin günü olmaz! Kadın olarak doğmuş bir bireyin “günü” diye bir şey olamaz. Anneler günü olmaz! Karnında atan o minik kalbi hissettiğin andan itibaren ölene kadar annesin sen, bunu kimse senin içinden çıkaramaz. Kız çocukları günü olmaz! Kız ve erkek evlat candır, kalbinin her atışında hissettiğin en yüce sevgidir. Lütfen beni af edin ama kadınlara dair böylesine günleri kutlamayı ben oldukça üzücü buluyorum… senede bir gün böylesine kıymetli hazineleri raftan çıkarılıp sonra tozlanmak üzere bir sene boyunca unutulmasını sindiremiyorum.

Ben, tüm bunların ötesinde her birimizin içinde yer alan yin ve yang, eril ve dişi dengesini onurlandırmayı tercih ediyorum. Bir erkek olarak doğmuş olmasına rağmen, zihnindeki düşüncelerin ötesinde sezgisini uyandırmayı seçenleri kutlamak istiyorum. Kadını onurlandıran, gözlerinde ışıltı ile kadın erkek ayırtmaksızın karşısındakinin ışığını yücelten o özel erkekleri kucaklamak istiyorum. Bizleri sadece bir cinsel organımız neticesinde ayıran öğretilmiş kalıpları, yargıları kırıp dünyadaki yol arkadaşları olarak tanımlayan erkekleri alkışlıyorum. İçlerinde bulunan dişi olguları, içsel farkındalığı, dünyaya geniş bakma kabiliyetini, sezgilerini uyandırma yetisini ve kelimelerinde şefkatli bir lisanı seçen yaşamımızdaki herkesi kutlamak istiyorum.

Bu yaşamda en zor olan basit yargılarımızı ve öğretilen kalıpları kırmak belki de. Büyüklerimizin ayrımcı ve kayırıcı öğretileri içimizde öylesine derin izler bırakmışlar ki, bu yüzyılda bile, hala kadın ve erkek ayrımından ve eşitsizliğinden bahsetmeye devam edebiliyoruz. Ben bugünü hepimizin içinde bulunan, güvende duran, yaratan, şefkatle iletişimde olan, üst bilinçle algılamamıza vesile olan dişi enerjimizi kutlama günü olarak anmak istiyorum. Hepimizin içinde var olan ve yaratanın en erdemli olgularını taşıyan dişi enerjiyi kutlamak istiyorum. Kendini seçen, kendini gerçekleştiren ve bütüne değer katan herkesi kutluyorum.

One thought on “Kadınlar Günü

Leave a comment