Yasaklı sorulardan biri “nasılsın?” bu sıralar. Ne kadar ezbere yaşadığımızı anımsatıyor bana. Cevabının ne olduğunu bile bile sormaya alışmış olduğumuz bu soruyu bu dönem kullanmamayı bilinçli olarak seçiyorum. Ama yine de kendime sormadan edemiyorum işte. Nasılım ben?
En yüzeyde insani hisler azgın bir denizin dalgalarıymışcasına çarpıyorlar bana. Bu düşük frekansta titreşen hisler, bir o kadar da insani. Hepimize mahsus olan bu hisleri ben de yaşıyorum. Yaşamakta olduğumuz sürecin içinde ilk başta hissetiğim şok, endişe, üzüntü ve yasın ardından çaba, acizlik ve yetersizlik hisleri uyandı içimde. Ardından öfke, başkaldırı, isyan, ümitsizlik ve keder yüzünü göstermeye başladı. Hepimiz gibi ben de içimdeki fırtınada kayboldum, zaman geldi duruldum, yüzeye çıktım ve yine daldım o azgın his dalgalarının içine.
Böylesine ruhsal bir dalganın içinde olsam da derinlerde bir yerde, her zaman parlak ışığı ile varlığını hissettiren bir hisse de en derinden hakimim. Bedenim, tüm bu hislere rağmen, bir içsel biliş ve inanç içinde. Hakkikat penceresinden yaşama bakmaya özen ve emek veren varlığım tüm insani duygularının ötesinde içsel olarak biliyor; evrensel yasalardan biri olan sebep-sonuç yasasının devrede olduğunu biliyor,sistemde/yaradılışta hata olmadığını, insanlığın yepyeni bir evrenin içinden geçmekte olduğunu biliyor ve toplumsal uyanışı kolektif olarak yaşamamız için bazı olayların vuku bulduğunu kabul ediyor.
Yaşamakta olduğumuz bu sarsıcı hislerimizi, Tanrısal güçlerimiz ve erdemlerimiz ışığında birleşmek, üretmek, yaratmak, dönüştürmek ve katkı sağlamak için kullandığımızda zor da olsa yaralarımızı sarıp yaşama sarılacağımızı hissediyorum. Tüm bu gerçeklerin acı ışığı altında hâlâ birlikte bu dünyada cenneti yaratabilme gücümüze inanmak istiyorum.
Tüm bu duyguların yoğunluğunda kaybolduğum o anlarda yaşamdan ufak bir es alıp, içimdeki bilişi beslemeyi seçtiğim anlardan birinde bu kelimeler dökülüyor benden. Emeğimi, niyetimi, özenimi her şeye rağmen pırıl pırıl yanan umuda vermeyi seçiyorum. Tüm bu isyanın ve feryadın içinde yaşamın sert gerçeklerine verdiğim bu ufacık arada yaşamı ve yaratanı anmaya izin veriyorum. Yaşam okulunda yaşadığımız en sert derslerden birine dair yaptığım çıkarımları içselleştirmeye ve gelen bilinmeze erdemle alan açmaya özen gösteriyorum. İçimde uyananları gözlemeye fırsat tanıyor, kelimelerin benden akmasına izin veriyorum. İşte, tüm insani hislerin yanı sıra bir de bu içsel biliş ile titreşiyorum.
Bizleri çok önemli, uzun ve meşakkatli bir sürecin beklediğini öngörüyor, o dönemde etkin bir şekilde hizmette olabilmek adına kendi içsel sürecime de özen göstermeye vakit ayırıyorum. Ol’ma yolculuğumda bana yoldaşlık yapan insan algoritmamın gücü ile içsel dengemi koruyorum. Yüreğimde yatan inancı hissetmeme, derinleştirmeme vesile olacak araçları kullanıyor ve sohbetlere alan açıyorum. Kendi potansiyelini kapasiteye çevirmeye adamış bir kul olarak içimde olanları anlamlandırmaya ve dönüştürmeye özen gösteriyorum. Göreve çağrıldığımızda enerjimizin, umudumuzun ve inancımızın varlığının bizlerin en büyük kaynağımız olacağına inanıyorum.
Tüm karanlığa rağmen güneşin bulutların arkasında bizleri beklediğini biliyorum. O aydınlığa hep beraber gelişerek, gelişime fayda sağlayarak, oluşumuzla ilham olarak ve sevgiden işleyerek varabileceğimize inanıyorum. Yeniyi daha üst bir bilinç seviyesinden yaratabileceğimize inanıyorum ve fakat bunun için önümüzde çetrefilli bir süreç olduğunu da kabul ediyorum. Dünyaya örnek olacak bir sistemi, bir var oluşu bu kutsal topraklardan gelen bilgelikler ışığında yaratabileceğimize inanmak istiyorum. Belki de inanmayı seçiyorum. Ve bunun büyük bir sorumluluk getirdiğini de kabul ediyorum.
İlk olarak tüm halkımıza teşekkür etmek istiyorum. Ümitsizliğin içinde nasıl ümit yaratabileceğimizi, kenetlendiğimizde bir üst sisteme gerek kalmaksızın nasıl işleyebileceğimizi deneyimliyoruz hep beraber. Değer verme cesareti gösteriyoruz kolektif olarak. Sadece bu topraklarda yaşayan bizlerin değil, Dünyanın kalbi Türkiye’de Mezapotamya’da atıyor adeta. Ayrılıkları bıraktığımız, hepimizin aynı ırka ait varlıklar olduğumuzu anımsadığımız bir dönemden geçiyoruz yine hep birlikte. Bu dönemin sonunda uzun ve zor bir süreç bizleri bekliyor. Ve bu süreçte içsel dengemizi korumamız, olanı anlamlandırmamız, hizmet etmeyenleri dönüştürmemiz gerekecek.
Başımız sağolsun Türkiyem.
Bize bu dönemde olanı anlamlandırmamıza ve dengede kalmamızda iyi gelenler;
- Love Mafia üyelerimizden sevgili Arzu Özev’in eşliğinde Anadolu için Şifa birliktelikleri kapsamında yaptığımız meditasyonlardan birini iletmek isteriz.
- Sevgili İrem Orhon ile 1 seneyi aşkın bir süredir online olarak gerçekleştirdiğimiz Mucizeler Kursu’ndaki birlikteliğimiz depremin 4. gününe denk geldi, ve dersimizi olanı anlamlandırmak isteyen dostlarımıza açtık. İrem hanımdan sözlenenler bizlere inisiyatifi elimize alma gücü verdi, umarız sizler de faydalanırsınız.
- Bu dönemde en kaybolduğumuz anların birinde sevgili Mor Alev’den gelen mesaj bizlere büyük resme bakmam konusunda ilham oldu.
- Ülkemizde tarafsız haberleri bizlere ulaştıran Aposta’da yer alan Enkazın Siyaseti yazısı, hepimizin içinde uyananları, söylemek istediklerimizi bizler için sözlendirdi.
İnsan algortimamız ile bizlere ulaşan ve bu dönem bizlere hizmet eden platformaları sizlere özetlemek isteriz;
https://www.ihtiyacharitasi.org
gofund.me/d5337627 (Boğaziçi Üniversitesi Yurtdışı Topluluğu (BOYUT)’un ODTÜ, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi ile açtıkları yardım kampanyası)
afetharita.com (yardım çağrılarını topluyor ve veriyi sahada kullanılmak üzere anlamlı, rafine hale getiriyor.)
deprem.io (deprem imece platformu. yardım almak ve yardım etmek isteyenleri buluşturuyor)
depremihtiyac.com (depremde etkilenen kişilerin yakınları tarafından verilen duyuruları, erzak ve ihtiyaç taleplerini tek bir yerde toplayan “dijital pano”)
web.itu.edu.tr/sariero/dinleme.html (enkaz dinleme uygulaması)
kanver.org (kan bağışı)
otelz.com/tr/gecmisolsunturkiyem (depremzedelere destek olan otel ve konaklama tesisleri)
kalacakyer.org (depremden etkilenenler için toplanma alanları, tesisler, oteller ve gönüllü evleri gibi yerleri gösteren dijital harita)
misafirol.org/ (depremzedeleri evinde misafir etmek isteyenler ilan oluşturabiliyor)
yakinimibul.net (yaralanan vatandaşların hangi hastanede olduklarını bulabilmek için internette paylaşılan hastane verilerini derliyor)
misafirogrenci.org (10 ilimizde yaşayan öğrencilerin yılın ikinci yarısında tam burslu olarak öğrenim görmelerini sağlamak için oluşturulmuş sosyal sorumluluk projesi)
deprembot.com (lokasyon paylaşılınca yakındaki yardım noktaları çıkıyor)
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı e-devlet üzerinden koruyucu aile talebinde bulunabiliniyor
afetbilgi.com (ODTÜ’lü öğrencilerin yaratımı olan işlevsel bir arayüz)
fonzip.com/haytap/bagis (Haytap depreme maruz kalmış hayvanları kurtarıyor)
topraktantabaga.com.tr/ (Topraktan Tabağa Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nden satın alınan gıdaların deprem bölgesine gönderildiği kampanya)
askidayemek.net (Askıda yemek sistemi ile deprem bölgesine düzenli olarak hazır yemek gönderimi yapan maddi bağış kampanyası)
You must be logged in to post a comment.