Ali Koç

Ali  Koç’un seçimi kazanmasına çok sevindim! Bir sürü insan için, öylesine büyük bir ümit olduğu için çok mutluyum. Ümit, dünyamızın en çok ihtiyacı olduğu his şu anda.  Ümit inanç getirir ardından. Ve inanç dönüştürür.

Yanlış anlamayın, kimsenin ideolojisini ya da düşüncesini desteklediğim yada desteklemediğim için değil, sadece artık yeni bir enerjiye ihtiyacımız olduğuna inandığım için çok sevindim. Yamalarla dolu bir yaşamı değil, yepyeni, insanlığımızın ayağa kalktığı bir yaşamı hayata geçirmemiz gerektiği için. Dönüşüm kaçınılmaz olduğu için. Ve gelende dinamizmin, gelişmişliğinin, erdeminin yüksek basacağına ümidimden, inancımdan seviniyorum gelişimlere.

Güzel haberlere ihtiyacımız var bu dünyada. Birleştirici, sevgi dilinde, ümit verici, inancı uyandıran haberlere ihtiyacımız var. Güzel şeyler de oluyor aynı zamanda ve fakat gerekli ehemmiyet verilmiyor ne yazık ki.  Dünyada güzele inanan insanlar bir araya geliyor, kabileler birbirini buluyor. “Mana” üzerine yarattığımız bir yaşamın olasılığını test ediyorlarcasına, sınırların ötesinde bir araya geliyorlar. Yepyeni bir dünya doğuyor aslında. Hiç olmadığı kadar sevgi dilinin hakim olduğu, bireylerin bütünsel gelişimlerine özen verdiği ve dünyanın en büyük sorunlarına sürdürülebilir çözümler arandığı platformlar yaratılıyor. Uyananlar ya da farklı bir gerçeğin olasılığının farkında olanlar bir araya geliyor. Işıkları gün geçtikçe birleşiyor, büyüyor.

2017 ve 2018 yıllarında ilk ikisi düzenlenen House of Beautiful Business ve Katapult Future Fest’te de olduğu gibi. Dünya çapından filozoflar, düşünürler, inananlar, akademisyenler, bilim adamları, mucitler, sanatçılar ve hayalperestler bir araya gelip geleceğin toplumları nasıl tasarlanmalıdır, hızla büyümekte olan teknoloji insanlığımıza nasıl fayda sağlayabilir ve dönüşüm yaratacak projeleri nasıl hayata geçirebiliriz konuları üzerine değiniyorlar. Başka bir gerçeğin bu dünyada var olabileceğine inanıyorlar.  Ben HOBB, Katapult, Joint Idea, Mindvalley Academy gibi platformları meşale yakmış ekipler, diyalog küratörleri olarak nitelendirmeyi tercih ediyorum. Dünyanın dört bir yanında, birbirinden güzel ateşler yakılmış durumunda, ümit olmak üzere, ümidi hayata geçirmek üzere. Yepyeni bir insanlığı mümkün kılmak üzere.

Dünyaya ışık yayan kuruluşlardan/bireylerden biri olarak nitelendirilip, bu platformlarda konuşmacı olarak yer alabildiğim için ise kişisel olarak minnettar olduğumu belirtmek isterim. Evet, hala bende inanamıyorum. Ama sonra, an geliyor, duruyorum….  Hayatıma, gelişimime verdiğim özene, kelimelerin ve frekansın gücüne duyduğum saygıya dönüp de baktığımda biliyorum.  Sadece gözlerimi kapatıyorum ve tek bir kelime fısıldıyorum. Teşekkür ederim- teşekkür ederim yaşam. Bana “ben” yolculuğumda getirdiklerin, gösterdiklerin için.  Bugün, böylesine ilham verici platformlarda geleceğe yönelik söylemlerimizi paylaşabiliyor, duyurabiliyor, duyulabiliyor, dönüşüme fayda sağlayabiliyor olduğumuz için – teşekkür ederim.

Bu sene söz veremiyorum ama sanırım doğum günümde tekrar bir blog yazmayacağım. Bunu, bir hafta erken geliyor olsa da, onun yerine sayalım müsaadenizle. Geçtiğimiz sene boyunca tanıştıklarım, yaşadıklarım, öğrendiklerim, yaratımına iştirak ettiğim her şey sevgi üzerine kuruluydu. İnsan algoritmasının gücüne dayanmaktaydı. İnanıyorum ki, biz ne kadar maskesiz kendi gerçeğimizi yaşamaya başlarsak, organik bir şekilde, doğru insanlar ile yollarımız kesişmeye başlıyor. Hayaller birleşiyor, mesaj güçleniyor ve her şeyden öte inanç yükseliyor.

Bu sene sizlerden istediğim tek hediye ise inançta kalmanız. Herşeye, herkese, ve hatta … kendinize rağmen, inançta kalmanız. Sevgide kalmanız. Ve işte ancak o zaman, gönlümüzün hasret çektiği gerçekliğe ulaşmamız mümkün olacaktır. Emek verin kendinize, boş verin ya, endişelenmeyin, dalın siz içeri. Bir bakın bakalım “ben” dediğiniz nedir… Korkmayın, inanın. Önce siz değişin ki etrafınız da değişsin. Öğretilen, dayatılanları unutun ki yeniye yer açılsın.

Hayatta sadece “bir” şeyi kontrol edebiliyoruz aslında, onun dışında herşey ol’makta. Geleni kontrol edemeyiz. Bunu zor da olsa, son seneler, hızla değişen dünya bizlere kanıtlamakta. Gelen geliyor, giden gidiyor… Tüm bu kontrolsüzlüğün içinde tek kontrolümüzde olan geleni yada gideni nasıl algıladığımız ve ona nasıl karşılık verdiğimizdir. Sizlerden tek isteğim içinizdeki ümide gidin, inançta kalın ve oradan bakın hayatta “başınıza gelen” diye nitelendirdiklerinize…

Sevgide kalın,

Ben’de kalın ki Biz’e dönüşsün!

 

Leave a Reply

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s