Sultanım

Ve şimdi uçakta oturdum sana yazıyorum tontonum, seninle içimde vedalaşmak üzere. Sana uçuyorum bir tanem, sana elvada demek üzere, sevdiklerimize senin adına sarılmak üzere … seni anmak üzere.

Belki de kelimelerimi en çok sen sevdin. İlk blogumu yazmaya başladığımda, İngilizce anlamıyorsun diye, senin için Türkçe de yazmaya başladım. Her seferinde, okuduktan sonra beni aradın. Çoğunda gözlerinde yaşlar, sözlerin titrek… “Edam, güzel kalpli kızım, sen bir başkasın” dedin.

Başka olmanın dayanılmaz hafifliğini hissettirdin bana. Başka olmanın kabulüne, onayına öylesine çok ihtiyacım varken, senin sözlerin serin sular gibi serpildi yüreğime… kendi yoluma, kendi kalbime, kendi sesime inancımı körükledi adeta. Sana bunu hiç söylemedim ama sanırım çok açtı yüreğim anneannem… kayıtsız kabule ve sevgiye… olduğumu ve inandığımı dile getirmeye… ve şimdi de o çok sevdiğin kelimelerimle veda etmek istiyorum sana… bana seni anlatarak.

Sen benim hep çok kıymetlim oldun, bende hep senin ilk göz ağrın. Yaşama olan o sımsıkı bağın bana zamansızlığın teyidi oldu. Daima arzuladığın bir şeyler vardı senin. Mutlu bir kutlamamızın ardından heyecanla torunlarına dair beklediğin bir “inşallah” ın vardı. İnşallah onun da mürüvvetini görürüm, inşallah bunun da cocuklarını görürüm dilekleriyle bitirdin her birlikteliğimizi. Ruhun yaşama aç, merakla tutundun zamana.

Bizlerin yaşamına dahil olma arzundu tüm ürkekliğine rağmen sosyal medyada var olmana sebep. Görmek istediğin ve göremediğin yerleri, bizlerden dinledin. Bizler, 3 kızın, 7 torunun, 6 torun çocuğun senin dışarıya açılan kapın olduk son senelerinde. Senin gözlerindeki heyecandı belki bizleri devamlı sana çeken. Kapının ardında her daim bizi bekleyen, gönlünden daha fazlası geçse de verdiğimiz , geldiğimiz kadarı ile yetinen o koskocaman kalbindi bizi sana çeken.

Bugün sosyal medyada sana veda ederken dostlarımdan gelen mesajlarda ortak bir ifade vardi “anneanne başkadır”. Evet, başkadır anneanne. Anneanne şefkattir. Anneanne özgürce şımarmak için yumuşacık bir yuvadır. Sorgusuz kabuldür. Anneanne sana dünyadaki en kıymetli hazinen, sırdaşın, yol arkadaşın anneni hediye edendir. Anne olunca anlarsın ancak, nesiller boyu gelen kadınların sana aktardığı gücü ve belki de ondan sonra daha da sımsıkı sarılırsın onlara.

Anneannem…

Yaşamdan en büyük dileğindi bizlere yük olmadan, el ayaktan kesilmeden, dedem gibi sessizce bu yaşama veda etmek. Ne kadar şanslı kullarmışsınız ki ikinizde aynı sessizlikte, aynı sakinlikle gittiniz. Bizlere yaşamın hiç bir aşamasında yük olmadığınız gibi vedanızda da aynı erdemle, aynı hafiflikte oldu. Dolu dolu yaşamın ardında kalbi sizlerle dolu bizleri bırakarak ışıklara, bir’liğe tekrar dahil oldunuz.

Yolun açık ve aydınlık anneannem… gönülden biliyorum bunu. Belki de o yüzden herşeye rağmen yüzümdeki tebessüm, gönlümdeki hafiflik. Gittiğin yerin güzelliğinin yüreğindeki güzelliklere eş olacağını bilmemden.

Bendeki seni yüceltmeye söz veriyorum. Her daim bir çocuğum merakı ile bakacağım yaşama. Her yeni gittiğim yerde senin gözlerin olacağım. Hiç susturmayacağım içimdeki sesi, “başka” olmayı gururla giyeceğim üzerime. Sevgiyi seçeceğim her daim ve o sevgiyi nesillere akıtacağım.

Seni çok seviyorum sultanım. Bir daha görüşene dek, ışıklarla sarmalan, sevgide kal.

One thought on “Sultanım

Leave a Reply

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s