Hani söylemiyim diyorum, ama tutamıyorum kendimi.
Hani bu dün yağan dolular vardı ya Temmuz ayının ortasında güzel cennet vatanımda… hani biz hala küçük akılda yaşıyoruz ya; politika, o bunu demiş, şu şunu demiş, o onunla berabermiş diye kendimiz, bilgimiz ve kontrolümüz dışındaki olaylara verdiğimiz anlam, değer ve vakit var ya… hani o sabahtan akşama sevmediğimiz işlerde, ait olmadığımız ortamlarda, keyif almadığımız insanlarla sorgulamadan sisteme hizmet etmek üzere geçirdiğimiz o çok değerli vakitlerimiz var ya… bilinçsizce tükettiğimiz, aldığımız, attığımız mallar, gıdalar ve hatta düşünceler, yaşamlar var ya… işte o yüzden doğa bize kendince tokat atıyor, kendinize gelin diyor, insan olarak sizler bunun çok daha üzerinde, çok daha olumlu, ortak akılda, ortak değerlerde buluşabilirsiniz… uyanın artık diyor! İşte o yüzden bende kendimce bir yol çizdim kendime… bu yola baş koydum… Joint Idea’daki yol arkadaşlarımla daha anlamlı bir dünya yaratmanın arayışına girdim… o hepimizin içimizdeki ışığı araştırabilmemiz için Türkiye’de ve dünyadaki güzel düşünen, güzel dokunmak isteyen insanların peşine düştüm…
Annem diyor ki, “belki sen görmeyeceksin bile o dünyanın gerçek olduğunu” … haklı belki de, belki görmeye ömrüm yetmeyecek, kim bilir… ama açıkçası umurumda bile değil! Ben, bugün, sadece bir insana bile dokunabilirsem, onun hayata, kendine, etrafındakilere biraz daha sevgi ve inanç dolu bakmasına vesile olabilirsem o bana yeter. Ben hayatın sistemine inanıyorum, dokunduğum bir kişinin katlanarak milyonlara ulaşacağına inanıyorum. Ve inanmak için de yoğun emek veriyorum, öyle kolay olmuyor yani. Her başıma gelende parmağımı kendime çeviriyorum, kurban psikolojisine girmektense, bu hayat bana bunu niye getirdi, bana ne öğretmek istiyor diye dinliyorum kendimi, dalıyorum derinliklerime, gelene minnet duyup yollayana kadar saygıyla bekliyorum öğretisini.
Hani o çok değiştirmek istediğimiz dünya var ya, iste o değişim ancak kendimizle başlar. Başımıza gelen her şeyde liderleri, politikaları, eşlerimizi, ailemizi, sistemi ve yaşamı suçlamak yerine dönüp kendimize bakmalı, kendimizi geliştirmeliyiz. O ağzımızdan çıkan her olumsuz kelime, ruhumuzda hissettiğimiz her öfke, kıskançlık, haset gibi hisler var ya… iste onlar dünkü yağan dolunun sebebi… bizler yapıyoruz bunu. Küçük akıldan çıkıp gelişime, güzele, her şeyin içindeki iyiye inanmadığımız sürece hayat bize olumsuzluklar sunmaya devam edecek. Ne zaman o gözler hayata ve kendine başka şekilde, sevgiyle, empatiyle, kabulle bakmaya başlayacak… işte o zaman başka bir dünya mümkün olacak. Hani çok uzak da değil yani. Sadece küçük bir adım, bir niyet, bir yolculuk… senin yolculuğunla başlayacak herşey. Ay ne olur, hadi gelin artık insan olarak bu dünyaya gelmiş olmanın değerini verelim, hiç yoksa içimizdeki varlığa saygımızdan o adımı atalım hayata güvenle.
Bugün açma televizyonunu, bakma haberlere. Seni korkutup kontrol etmek amacı ile verilen bilgilere kapat bugün kulağını… aç gözlerini, kendine bak, etrafına içinde var olan sevgiyle bak, bak ki dönüşsün her şey adım adım. Kapat kulaklarını dedikodulara, olumsuz söylemelere… öylesine kapat ki sevgi kalsın senden geriye bir tek…
Ve gel katıl bize… minik adımlarla dal içine, sor sorularını hayata, öğretilmiş yanlışlardan arın birer birer, içindeki ışığı hisset ve gör ki kendi gerçeğin olsun sonunda. Geliştir kendini, oku, öğren yeni kurulmakta olan dünyaya dair yazılanları… kendini geliştir, kendini değiştir, dünya zaten değişir sonunda…
Bize bahşedilen bu güzel yolculuğu anlamlı kıl kendin için, kirletme, kirletmelerine de izin verme… önce kendini temizle… bak bakalım hayat nasıl cevap verecek o zaman. Bence denemeye değer… zira ben denemek zorundayım, inanmak durumundayım, ol’mak durumundayım… sisteme saygımdan, olduğum varlığa saygımdan uyanmak zorundayım…
Ağustos ayında devam ediyor workshoplarımız. Love Mafia diye isimlendirdiğimiz ve dünyayı sevgiyle, güzellikle değiştirmeye gönül koymuş kabilemizle hiç durmadan çalışıyoruz, düşünüyoruz, hayal ediyoruz. Yaz aylarında katılımın az olacağını öngörmemize rağmen misyonumuza inancımızdan isteyene dokunmak üzere hazır bekliyoruz… hadi gel…
Hayal ettiğimiz dünyayı rüya olmaktan çıkarıp gerçek kılalım hep beraber!
Ağustos 2017 eventleri için;
Neşen Yücel ile “Kurumsal’dan sonra hayat var mı?”
Patrick Bosteels ile “Plan A: Lean Start-up Workshop”
Ergun Gümüş ile “NeuroMarketing Workshop”
Sezin Hason ile “Points of You – Kendimle Randevu”