Türkçe versiyonu devamında yer almaktadır.

We live for moments in this life… Those small, seemingly insignificant yet unforgetable moments that captures our souls. Those moments that we feel our essence; that we are at ease with the most transparent version of ourselves; that we truly SEE ourselves.

At that single moment, a warm feeling washes over us, we whole heartidly know that everything IS what it is meant to be. This feeling is so strong and valid that we have no doubt at all regarding its reality and truth.

Those moments are so unconditioned that you shift into an observer… somehow, you step out of your body and start observing yourself, your life as an outsider. Stripped from any judgement, you fall in love with the picture you see. As if you are watching the most real, the most beautiful movie you can ever dream of. Somehow, life is confirming your current path, encouraging you on your current journey. When you look around, you find yourself surrounded with happy souls gazing back at you with love and sincerity.

In those tiny moments, you are capticated by the feeling of life, being alive so much so that you surrender to the unknown with love. You feel its reality, its existence. In the light of this reality, gratefullness takes over you; you feel grateful that you are alive today, that you are breathing on this planet called earth. Past and future merge in one single moment and that is the only space in which you truly exist.  Its your duty to the self to live THIS life fully with consistency!

Türkçe versiyonu

An’lar için yaşıyoruz bu hayatta…Sımsıcak, benliğimizi ele geçiren o küçücük, unutulmaz anlar. Kendimiz hissettiğimiz; gerçekten en şeffaf halimizde, sonsuz rahat hissettiğimiz; kendimizi gördüğümüz o an’lar.

O “an” içimizi oylesine sıcak bir his kaplar ki, her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu yürekten biliriz… Bu duygu, öylesine güçlüdür ki, içimizde bu gerçeğe dair ufacık bir şüphe dahi yoktur.

O küçük anlar öylesine doğaldır ki, seyirci halini almaya başlarsın aniden… kendi bedeninin dışına çıkıp kendini izlemeye baslarsın bir nevi. Öylesine yargısızsındır ki, gördüğün bu resme aşık olursun. Hayal edebileceğin en gerçek, en güzel filmi seyrederken bulursun adeta. Hayat bir şekilde teyit ediyordur; “Dogru yoldasın… Devam!” dercesine yürüdüğün yolun senin için en doğrusu olduğuna dair göz kırpıyordur adeta. Etrafında gördüğün gözlerin hepsi mutludur ve her şeyden önemlisi kalpten, sevgiyle geri bakıyordur sana..

İşte o küçük an’larda yaşadığını tüm benliğilinde hissetmeye başlarsın; yaşama duyduğun aşkla geleceğe teslim olursun bir nevi. Biliyorsundur ki, bu his gerçektir ve “var”dır. Ve bu gerçeğin ışığında insan olmanın, bugün nefes alabiliyor olmanın minnet duygusuyla dolarsın adeta. Geçmiş ve gelecek birleşir tek bir düzlemde, ve sadece “an” vardır yaşayabileceğin tek gerçek olan… Kendine olan borcundur bahşedilen bu hayatı dolu dolu kıvamında yaşamak!