English version will follow.

Coca Cola’nın yeni bir reklamı lanse oldu geçen ay dünya çapında; “Labels are for cans, not for people.” “Etiketler insanlar için değil, ambalajlar içindir.” Duyduğum ve seyrettiğim anda ruhuma, gönülden inandığım bir konuya dokundu.

Hayatındaki hiçbir şeyi, hiç kimseyi etiketlememek. Karsındakini olduğu gibi görmek ve kabul etmek; karşındakini gözlerinle değil, benliğinle görmek; kim olduğuna, gerçekten neden yapılmış olduğuna odaklanmak; karşındakini dinine, diline, ırkına, etnik grubuna, mevkisine, konumuna, titrine, medeni haline, tuttuğu takıma, hatta cinsiyetine, cinsel tercihine bakmaksızın görebilmek; her şeyden önce ONU görebilmek.

Hepimiz her gün birçok alt kimlik taşıyoruz; yaşanmışlığın verdiği, insan olmanın kazandırdığı ve bizi tanımlayan alt kimlikler bizi bugün olduğumuz insan olarak tanımlıyor. Asıl amaç ise bu kimliklerden arınmış, temiz, gerçekten tasarlanmış olunan şekli ile görebilmek ve kabul edebilmek; kimliksiz bakabilmek. Hayatımızdaki tek ana niyet bu olmalı kanımca. Ondan sonra ona bahşedilen bu alt kimlikler o özü nasıl şekillendirmiş, bunu değerlendirmeye başlayabiliriz ancak. Karşımızdakinin özünü gördüğümüz zaman, tüm iletişimimizi güçlü bir temel üzerine kurmuş oluyoruz. Ondan öğrendiklerimizden gerekli bulduklarımızı kendimize ekleyip, ya o kişiyi hayatımızda tutuyor, ya da hayatımıza devam ediyoruz.

Bazen kendimizi hiç içinde olacağımızı düşünmediğimiz durumlarda, grupların içinde bulabiliyoruz; daha önce tanımadığımız, bilmediğimiz ortamlarda bulunabiliyoruz. Yeni tanıştığımız insanları tek tek kafamızda irdeleyip, yargılamaktansa, karşımızdakileri oldukları gibi görmeye odaklanırsak eğer, hayatımızdaki her iletişimi çok güçlü temeller üzerine kurmaya başlıyoruz.

“Labels are for cans, not for people.” İnsanlar tüm renkliliklerini, yaşanmışlıklarını bir bedende taşımakta ve kendilerine has bir şekilde hayata geçirmekte. Kanımca, daha büyük bakabilmeliyiz hayata ve karşımızdaki insanlara. Bize aykırı gelse de yaşama haklarına, kendi gerçeklerini hayata geçirme haklarına saygı duymalıyız.

Büyük bakmalı, büyük yaşamalıyız bu hayatı hem de doya doya

English version

Last month Coca Cola has launched its new campaign all around the globe; “Labels are for cans, not for people.” The moment I heard about this campaign, the intention has touched to a very sensitive concept in my heart.

We should not put labels to anything or anyone. We should be able to see and accept the one present in front of us; look with our souls, not only with our eyes; focus on who they actually are but not what they are made of. We should be able to see the other surpassing their religion, language, race, ethnicity, rank, occupation, level, the team they support, their marriage status, sex or sexual preferences.

We are the sum of our sub identities that experiencing this life as a human being has brought into our lives. In reality, we should be able to see the other stripped from all these identities, clean as they initially intended to be, and in return, accept them as they are. We should be able to perceive beyond their identities. This should be the ultimate intention in our interactions. Once accomplished, then we can start to shift our focus to see them in totality embodying all these identities. Only if we see their true reality, we would be able to base our whole interaction on that truth. Then we can add what is needed to the self and then make the decision whether to keep them as a part of our daily life or not.

Sometimes we find ourselves in such places, in such situations that we would never for once have considered that we would be in those environments one day. We could find ourselves in such situations that we may have never experienced before. And, before we start to classify these new people in our heads, judge and divide them into specific groups, if we focus on truly seeing the other, we would be able to base our relationships on solid grounds.

“Labels are for cans, not for people.” We all posses all our memories, experiences and hence, colors in one single body, and express it in a way that is unique only to that specific individual. We should be able to look at life and others from a wider perspective. Even if it sometimes contradicts with our beliefs and perception, we should be able to respect others right to live and express their own reality.

We should be able to perceive and live life in a wider perspective, fully!