Vakit Bugün.

Bir dönemdir hastanede bekleme odasındaymışım ve sanki sevdiğim bebek doğuracakmış gibi bir hisle bekleme halindeyim. Adeta çok kutsal, çok masum, sevgi dolu bir şeyi bekliyorum. Gelmekte olan – inandığım dönüşümü besleyecek ve hızlandıracak olan – o mucizevi anı bekliyor gibiyim. İçim sıkılmıyor değil. Sonuçta bekleme odasındayım, hastanede bir sevdiğinin sağlıcakla çıkmasını beklerken herkesin içi sıkılır.

Yüreğim ağzımda. İyiliğin, güzelliğin ve erdemin değer olduğu yepyeni bir eşiğin başlamasını bekliyorum adeta.

Bu kutsal topraklarda yaşayanlar olarak Dünya’ya ilham olacak bir birlik mesajını vermek üzere vazifemizi gerçekleştirmekte olduğumuza inanıyorum. Vuku bulan ve bizleri sarsan olayları gelişim derslerimiz olarak algılamayı tercih ediyorum. Bu toprakların hak ettiği refahı, huzuru, hakkaniyeti ve birliği yaşamamızın mümkün olduğuna inanıyorum.

Ülkemizin tarihinin yazıldığı bu günlerde bir bilinç sıçraması yaşamakta olduğumuzu hissediyorum. Ülkemizin hikayesinin en önemli anlarından birine katkı sağlama ve etki etme imkanı edinmiş şanslı kullar olduğumuzu biliyorum. Bu tarihi ana bedende tanıklık etme imkanı edinmiş olmamızın ise büyük bir lütuf olduğuna inanıyorum.

Bugün sohbetimizde Love Mafia üyelerimizden sevgili Arbil’im benim odağımı çok özel bir detaya yönlendirdi. Seçimin gerçekleşeceği gün – doğumhaneden çıkacağımız o özel gün – anneler gününe denk geliyor. Kapsayıcı, iyileştirici, adaletli, şefkatli, erdemli ve sevgi dolu bu enerjiyi küresel olarak andığımız o özel güne denk geliyor. Bizlere yaşam veren dişil enerjiyi onurlandırdığımız bugünde, yuvamız olan bu gezegende, bedenlendiğimiz ANAdolu’muzun geleceğini birlikte yazıyor olacağız.

Benim kızım 18 yaşında ve bugün seçimlerde oyunu kullanmak üzere ülkemize dönüyor. Bilgi çağının da etkisi ile Pazar günü vereceği oyun kıymetinin ve öneminin farkında olarak heyecanla yuvasına geliyor. Tanıklık etmekte olduğu gerçeklik ve izlemekte olduğu söylemler ona öylesine bir ümit vermiş durumdaki, yüreğinde dönüşüme inançla sandıkta oyunu vermeye geliyor. Eğitimi bittiğinde döneceği ve değer katacağı bir vatanının olmasını diliyor.

Ve işte, belki de bu yazımın ana sebebiyeti de bu aslında; inanca çağrı…

Yaratılışımız gereği ve tanıklık ettiğimiz tarihin de teyidi ile, insanın içindeki iyiye çok inanmayan varlıklarız bizler. İnsanların ahenk içinde yaşadığı toplumların var olması fikri bile çok ütopik gelebiliyor bizlere. Hiçbir şeyin ve hiç kimsenin değişmeyeceğine inanıyoruz. İnsanların kibirli ve aç gözlü varlıklar olduğuna dair kodlanmamız yaşamda inançta titreşmemize mâni oluyor adeta. İçimizde hep bir şüphe ve o şüphenin yarattığı düşük frekans ile yaklaşıyoruz yaşama ve bir diğerine.

Ama bugün çekim yasasının varlığı bizlere bilim tarafından kanıtlanmış durumda. Bedenimizden sızan frekansımızın düzeyi bizlerden öte dahil olduğumuz sistemin akışını ve oluşunu da etkiliyor. Biz bütünün ayrılmaz parçasıyız. İstesek de istemesek de enerji alanımız ve hislerimiz ile görmekte olduğumuz gerçekliğe etki ediyoruz.

“Kendini okyanusta bir damla sanma. Bir damlanın içinde kocaman bir okyanussun.” Mevlânâ Celâlettin Rûmî

Bütüne olan etkimiz ile bütün için her birimiz çok kıymetliyiz. Oldurmak istediğimiz enerjinin kendisi olmaya başladığımızda etki alanımız matematiksel bir gerçek olarak işleve geçiyor. İnançla var olduğumuzda, inançla yola koyulduğumuzda yaydığımız frekans ve etkisi de bütünde büyük bir etki yaratıyor.

İşte tam da bu sebeple, Pazar günü seçim sandıklarının başında bizlere düşen en büyük görevin inançta var olmamız olduğunu düşünüyorum. Vazgeçmişliğimizi, ümitsizliğimizi, umursamazlığımızı ve inançsızlığımızı park edip, gelmekte olan dönüşüme derin ve içten bir inançla orada var olmamız gerekiyor. Yayacağımız enerjinin gücüne inançla sevgide titreşmemiz gerekiyor. Bizleri bu boyuttaki yaşamımızda bekleyen en büyük vazifenin arifesinde olduğumuz bilinci ile doğduğumuz bu topraklara ve bizlere bu vatanı teslim eden Ata’mıza görevimizi yerine getirmemiz gerekiyor.

Bir yol sapağındayız ve en içten ümidim artık hak etmişliğimizin gelmiş olması.

Vaktin bugün olması.

Ümidin yeşermesi…

Yolumuz açık ve aydınlık olsun.

One thought on “Vakit Bugün.

  1. Ebru Celikkoparan

    Can’ım Eda’m – bir yazını daha gözyaşları içinde okudum…bunlar heyecan gözyaşları…kalbim yerinde durmuyor, elbette 15 Mayıs’ta ülkemizde çözülmesi gereken bir dolu sorun var olmaya devam edecek, ancak ATA’mıza birleşe birleşe ANADOLU’yu tekrar ayağa kaldırıyoruz demeyi Rabbim nasip etsin…Güzel günler göreceğiz, hep birlikte…kalbimdesin..sevgimle – Ebru Çelikkoparan

    Saygılarımla, With best regards,
    Ebru Çelikkoparan

    [cid:image001.png@01D984C5.5DAE7B80]
    GROSSO MODA TURKEY
    GOZTEPE MH DR.RÄ°FAT PASA SK NO.25/35
    34730 KADIKÖY ISTANBUL | TURKEY

    DIRECT +90 (0) 216 478 24 71
    MOB +90 (0) 533 246 83 08 | IP 851
    http://www.grossomoda.comhttp://www.grossomoda.com/ | Follow us on FACEBOOK!http://facebook.com/grossomoda

    WE MAKE FASHION!

    Like

Leave a comment